TST Interactive

Tuesday, December 05, 2006

Şebnem Ferah'ın 10. yıl plaketini 11.11.06'da, Bostancı Gösteri Merkezi'nde veren kişi benim! Hala inanamıyorum ya...

11 KASIM 2006 CUMARTESİ: Dün grip virüsünden dolayı fenalaşıp 8’de yatmıştım. Bugün nasıl bu halde konsere gideceğimi düşünüyordum, fakat uyku beni biraz olsun kendime getirdi. Hazır enerjimi toparlamışken soluğu Taksim’de aldım. MC Donald’s’ta bir şeyler yedikten sonra MC Donald’s’ları, Adana’dan geldiği için karıştıran SebnemFerahClub.Com ‘dan Muhittin Kurban ve arkadaşı duru13’le diğer MC Donald’s’ların ortanca olanının önünde buluştuk. Ne yapsınlar? Yaşadıkları yerde bir MC Donald’s varmış. Bu ferahsever ile ilk buluşmamızdı yıllardır tanışmamıza ve birlikte bir takım çalışmalara imza atmamıza rağmen... Zaten benim de tanışmayı en çok istediğim internet arkadaşlarımın başında geliyordu.
Sonra schebofan72 Hülya ve diğerleriyle (Keesh, cdlovesebo58, tekil_şahıs) Taksim Meydanı’nın göbeğinde buluştuk. Hülya, Şebnem Ferah’a konser sonrası kuliste vereceğimiz plaketi de yanında getirmişti. Murti’de de dağıtacağımız el ilanları vardı. Her şeyimiz hazırdı. Biz de bir an evvel Bostancı’ya hareket etmeye karar verdik ve otobüse atlayıp İstanbul trafiği nedeniyle uzun sürecek olan Anadolu Yakası yolculuğumuza başladık. Oraya vardığımızda diğer üye olduğum site olan SebnemFerahFan.Com ‘daki arkadaşlarla da kaynaştım. Demir, Cengiz, Arya, Eda, Gamze; birçok arkadaş ordaydı. Gerçi Eda konsere kalmadı. Sadece bizleri görmeye gelmiş. Orada bizi SebnemFerahClub.Com’dan immortal34 ve snopyce de beklıyordu.. Herkese 10. yıl plaketi kartlarından dağıttık. Adana, Erzurum, Isparta, İzmit, Eskişehir ve İstanbul’un önde gelen SebnemFerahClub.Com ekibi bir aradaydı.
Neyse, Adana’dan gelen grup İstanbul’lu fanların neler çektiğini, ne zorluklarla sıra beklediğini görmüş oldu. Onların daha kolay geçiyormuş. Hemen giriyorlarmış, geldiklerinde kalabalık olmuyormuş, v.s. Üzülerek görüyorum ki; hadi buluşmalara gelmiyorlar ama neden konserlere de gelmiyorlar; eski jenerasyon Şebnem Ferah hayranları, yani yaşı benim kadar ya da benden büyük olanlar azalmış. Tabii ki yeni jenerasyon gençlerin Şebnem Ferah’ı keşfetmeleri çok sevindirici bir gelişme ama gözler yine de kendi jenerasyonunu arıyor. Tabii ki vardı, hatta 30’lu, 40’lı yaşlarda bir kadın bile gördüm ama sanıyorum onlar konserlere sonradan geliyorlar, kapıda beklemiyorlar ve oturuyorlar. Ayakta, önden seyretmiyorlar. Belki benim de yavaş yavaş koltuklara geçmeye başlamam iyi olacak ama ruhum hala genç birkaç ay sonra 27’ye basıp tam 26 yaşında olacak olmama rağmen… Hala sıra bekleyip, sahne önünden yer kapmak için uğraşıyorum. Benim gibi başkaları da var tabii hala böyle yapan… Fakat konseri yakından izlemek güzel oluyor işte… Bugün de önden yer kaptık. Gerçi bu kadar karamsar olmayayım. Bunun nedeni yaşlılık değil, hastalığım da olabilir. Grip miyim, nezle miyim, ben de anlamadım.
Kapılar sonunda saat 19:30 gibi açıldı ve hemen önlere koştuk. Cemil Abi var, Fanta konserinden beri tanıdığımız… Murti daha iyi tanıyor. Hemen de konuştular zaten… Kulise girmemizde büyük rol oynayacaktı zaten; her ne kadar kulisten sorumlu Şebo’nun menajeri Yeşim Doran olsa da…
Derken 20:35 gibi konser başladı. Müzik başladı ama perde bir türlü açılamadı. Normalde konserlerde önce Buket Doran, Ceren Tügen, Metin Türkcan, Aykan İlkan, Ozan Tügen gözükür; sonra Şebnem Ferah çıkar. Fakat perdenin azizliğine uğradılar. Şebo perdenin dışına çıkıp şarkı söylemeye başladı; grubu ise enstrümanları perdenin arkasında olduğu için orada kalmak zorunda kaldılar. Sonra yavaş yavaş perde açılmayı başardı da, grubu da görmüş olduk. Ben de tabii değişik senaryolar kuruyorum. “Belki bundan sonra Perdeler’i söyleyecek, ‘Yeter ki açık olsun perdeler’ dedikten sonra ‘Whooo, Voooo!’ nidaları eşliğinde perdeler açılacak” gibi komplo teorileri üretiyordum kendimce… Şebo ve grubu yine formundaydı. Daha önce defalarca Şebnem Ferah konserine gitmeme rağmen yine tüylerimi diken diken etmeyi başardı; adeta hipnotize olup “Ne güzel sesi var yaaaa!” dedim, sanki diğerleri ve ben bilmiyormuş da yeni fark etmişim gibi… “Okyanus”, “Delgeç”, “Can Kırıkları”, “Ben Şarkımı Söylerken”, “Çakıl Taşları”nı söyledikten sonra sırasıyla “Babam Oğlum”, “Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler”, “Mayın tarlası”, “Sigara”, “Ay”, “Oyunun Sonu”, “Bugün”, “Sil Baştan”, “Yeniden Doğup Gelsem”, “Durma”, “Deli Kızım Uyan”, “Yağmurlar”, “Fırtına”, “Hoşça kal”, “İyi – Kötü / Dans Pisti”, “Bu Aşk Fazla Sana” dinledik. Grup elemanları uzman olduğu konuda sololar attılar. Çok keyifli anlardı. “Durma”da kızlar ve erkekler yine yarış yaptılar ve o kadar yırtınmamıza rağmen genetik özellikleri nedeniyle yine kızlar kazandı. Şarkılardan kısa kısa görüntüler alıyordum ama “Ay”ı tamamen aldım, çünkü konserlerde nadir söylediği şarkılardan biriydi ve aklıma 1999 yılında yine Bostancı Gösteri Merkezi’nde gittiğim ilk Şebnem Ferah konseri gelmişti.
Şebnem Ferah konseri verdikten sonra her zamanki gibi bis yapmak zorunda kaldı. Çünkü herkes çılgına dönmüştü, konsere doymamıştık. Tekrar geri çağrıldı ve birkaç şarkı daha söyledi. Bunlardan birisi de “Dans Pisti”ydi. Her bu şarkıyı söylediğinde bir hayranını dansa kaldırma geleneği olduğu için Şebnem Ferah’ın “She’s Out Of My Life”ı ya da “You Are Not Alone”u sayılabilecek “İyi - Kötü (Dans Pisti)” adlı şarkısında konser boyunca “ŞEBNEM, BENİ DANSA KALDIR, NOOLUR?” pankartını kaldıran SebnemFerahFan.Com ‘dan wish18’i dansa kaldırdı Şebo… Ben de mi pankart hazırlasam, ne yapsam? Bir de Şebo’ya konser sırasında çiçek verecektim ama başka bir arkadaş çiçeği verdi. Olsun, ben de plaketi verecektim. Konser bittikten sonra Murti’ye “Plaketi vermeye gönüllüyüm” dedim, çünkü konser sırasında plaket verilirken neler diyebileceğimi düşünmüştüm ve bunu aslında yıllardır hayal ettiğimi fark ettim.
Evet, 10 yıl boyunca hep Şebo'ya bir ödül ya da plaket vermeyi hayal etmişimdir. Fakat bu hayalimi "Hayalperest olma Turgay. Sen kim, Şebo'nun şöminesinin üzerine koyması için bir şey vermek kim?" diye içime sindirmiştim. Fakat bu gece; amacı Fan Club adı altında uyduruk bir site açmak değil, dünya standartlarında, keşkelerimizi bir bir gerçekleştirmeye çalışan ve bunu da başaran ferahsever sayesinde bu gururu yaşadım. Hayalimi gerçekleştirdim. Önce security ekibi herkesi dışarı çıkardı ama sonra Cemil Abi SebnemFerahClub ekibini, yani bizi içeri geri aldı. “Sadece 11 kişi” dedi, birkaç kişi dışarıda kaldı ama olsun. Ve heyecanlı bekleyiş başladı. Yeşim Doran da ara sıra gelip bizimle konuştu. Cemil Abi bir konseri daha sağ salim sona erdirmenin rahatlığından olsa gerek, espri üzerine espri yapıyordu. Beklenen an geldi ve Şebnem Ferah ve Metin Türkcan yanımıza geldiler.
Önce Hülya’lar Eti Browni’lerin üzerine mum koyup Şebo’nun solo albüm yaşantısının 10. yılını kutladılar. Şebo çok sevindi. Mumları üfledi. Asıl sürprizi ise ben arkamda saklıyordum. Kısa bir konuşma yaparak 10. yıl plaketini Şebo’ya sundum. Çok şaşırdı ve çok sevindi. “Ayy inanmıyorum” dedi. “Sen daha fazlasını hak ediyorsun” dediğimde “Arkadaşlar, daha ne yapacaksınız?” dedi. Fakat hayalimde daha güzel bir konuşma hazırlamıştım. Hayal dünyamdaki konuşma o kadar güzeldi ki, duyan herkes ağlayabilirdi. Fakat heyecandan o cümleleri bile nasıl kurduğuma şaşırdım. Birçok şeyi unutsam da kısa konuşmam fena değildi, Mert’e izlettim, çok şaşırdı, "Turgay'a bak bee!" dedi. Kısa, sıradan bir konuşmaydı ama unutulmayacak bir andı. SebnemFerahClub.Com ‘dan keeesh de “TST merak etme o durumda olabileceğin en iyisiydin kardeş” dedi. Cdlovesebo58 de “Tst arkadaşımız Güzel ve kısa bir konuşma yaparak plaketi prensesimize verdi. O an çok mutlu olmuştu” diye yorum yaptı. Aslında hayatım boyunca (daha doğrusu son 10 yıl boyunca) o an için neler söylemeyi hayal ettim, aklınız durur ama hakikaten Şebnem Ferah gibi birine ödül falan vermek çok zor bir şeymiş. Çünkü insan onur duyuyor, heyecanlanıyor. Ben de anlamazdım Şebo'ya "yılın en iyi kadın rock'çısı" gibi ödüller verilirken neden veren kişilerin fazla bir şey diyemediğini... Şimdi o gruba katıldığım için onlara hak veriyorum. TV karşısında "Ben olsam şöyle derdim, ben olsam böyle derdim" diye bilmiş bilmiş konuşurdum. İnsan heyecandan ancak böyle klişe konuşuyor işte. Ama şu ana kadar izlettiklerim çok beğendi, çok şükür. Şebnem Ferah'ın 10. yılını ölümsüzleştirmek adına yaptığımız plaketi benim vermem büyük bir onur oldu. Bilseydim daha güzel bir şey giyinirdim. Normalde konserlere bilekliklerle, yüzüklerle, bandanalarla, zincirli pantolonlarla falan giderdim, fakat biraz da hasta olmamdan dolayı üzerime sıradan, günlük bir giysi geçirmiştim. Saçlarımın iğrençliğini kapayacak olan beremi de sitenin kızları ayıp olur diye çıkarttılar. Kelim göründü ama olsun. Kafama artık bundan sonra hiçbir şey takılmaz sanırım. Hakikaten o an "Ölsem de gam yemem" diye düşünmüştüm valla... SebnemFerahFan.Com ‘dan Arya'ya da çok teşekkür ediyorum bu arada. O beni Fan Club ekibine almasaydı hiç bu noktaya gelemezdim. Tabii kendime de teşekkür ederim. 6-7 yıl evvel TST Interactive'de Şebnem Ferah, Volvox bölümleri yapmasaydım, konserleri 1999 yılından beri takip etmeseydim sadece evde Şebo'yu dinleyip tatmin olmaya çalışan sıradan bir fan olacaktım. He he :) Ben diğer diyeceklerimi nasıl diyeceğimi düşünürken, Şebo, Buket Doran sonradan gelince "Tüm romantizmin içine ettin" demişti. :D Bir de bizimle fotoğraf çektirmek için "Yeşiiiiiiiiim! Yeşiiiiiiiim!" diye bağırmıştı. Çıplak olarak bağırışını kulağımın dibinde duyunca tanık oldum ki hakikaten sesi çok güçlü Şebo'nun. :P Ben de tam aksine kibar kibar konuşuyordum. :) Şebo'ya plaketin yanında virüs de hediye etmiş olabilirim. :D Şebo önümüzdeki günlerde amansız bir gribe yakalanırsa bilin ki sebebi benim onu öpmem... Snopyce Sinem, Buket Doran’la kilo geyiği yapmış. Buket’in sigarayı bıraktığını öğrenmiş. Sigara karşıtı biri olarak buna çok sevindim. Murti 10. yıl plaketi haberinin Rolling Stone dergisinde yayınlanacağını söyledi. Ben de Blue Jean’de yayınlanmasını sağlayacağım. Şebnem Ferah gibi sanatçılar kolay kolay yetişmiyor. Hem değerini ona yaşarken vermenin sevincini yaşıyoruz, hem de medyanın da bu konuya ilgi göstermesini sağlayacağız inşallah. Şebo’yla hep kamera görüntüm olmasını da istiyordum zaten, ve iki ayrı açıdan oldu. Bir tanesi benim makinemle Murti tarafından çekilen görüntü, diğeriyse Pınar’ın makinesiyle çekilen görüntü… Benimkiyle çekilen artık bende var ama Pınar’ınkinde daha yakından olmuş. İnşallah onu da elde edeceğim. Toplu fotoğraf çektirerek eğlenceyi noktaladık. Bu gittiğim 10. Şebnem Ferah konseri oluyor ve 10. Şebo konserimde ona 10. yıl plaketi vereceğim hiç aklıma gelmezdi. Ayrıca başka ilginç noktalar da var. İlk gittiğim Şebnem Ferah konseri 6 Kasım 1999 tarihinde yine Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleşmişti ve yine bir Kasım ayındayız. Şebnem Ferah’la ilk kez 11 Şubat 2006 tarihinde yine Bostancı Gösteri Merkezi’nin kulisinde tanışmıştım ve yine tarih 11’le başlayıp 2006’yla bitiyor. Tabii ki bunlar tesadüf olabilir ama 1999 konserinde bile Şebnem Ferah’la sahneden de olsa konuştuğuma göre, o yıl veremediğim yüzüğü Şubat’ta yine Bostancı’da verebildiğime göre Bostancı Gösteri Merkezi gerçekten benim için uğurlu bir yer sayılır. 2000 yılında ilk gittiğim yabancı konser de Bostancı Gösteri Merkezi’ndeydi (Steve Vai). Ve şimdi de plaket olayı… Yüzükten sonra plaketi de burada verdim. Ne çok anılarım geçmiş burada ama ya… Tabii ki Şebo’nun elini ilk kez tuttuğum konser 7 Ağustos 2003’te Bostancı Gösteri Merkezi’nde değil, Rumeli Hisarı’nda gerçekleşmişti ama istisnalar kaideyi bozmaz. Şebnem Ferah’la olan fotoğraflarım ve kameralarım hep Bostancı Gösteri Merkezi’nde çekildi, sırf bu bile yeter. Gerçi Rumeli Hisarı’nda onun elini tutarken de Star TV kameraya çekmişti ama “Mayın Tarlası” yayınlanmamıştı televizyonda…
Şebo’nun 10. yılını da kutladıktan sonra Bostancı Gösteri Merkezi’nden ayrıldık. Hemen taksi tuttum. Bir hayalimi daha gerçekleştirmenin sevinciyle Mert’lere gittim ve onlarda kaldım.

1 Comments:

At 4:47 AM, Blogger TST said...

O gece çekilen fotoğrafları http://www.picturetrail.com/gallery/view?p=999&gid=13709607&uid=7062449 adresinden bakabilirsiniz.
Videoları ise http://www.youtube.com/profile?user=SFMJFan adresinden izleyebilirsiniz.
Blue Jean'de yayınlanan haberi http://medyada-tst.blogspot.com/2006/12/aralik-2006-blue-jean-kara-kutu-ebnem.html adresinden bakabileceğiniz gibi, Rolling Stone'da çıkan haberi de http://medyada-tst.blogspot.com/2006/12/aralik-2006-rolling-stone-rr-ebneme-10.html adresinden okuyabilirsiniz.

 

Post a Comment

<< Home